intra-uterin gelişme geriliği (iugg)

Doç Dr. Cemil KAYA Kadın Hastalıkları, Tüp Bebek, Yüksek Riskli Gebelik, İnfertilite, Laparaskopik Cerrahi
intra-uterin gelişme geriliği (iugg)
Doç. Dr. Cemil KAYA | 28 Mart 2017, 22:12 | 11096

Düşük doğum ağırlığı (LBW), 2.500 gramın altında bir doğumda bulunan bebeğin bir doğum ağırlığı olarak tanımlanır. Gelişmiş ülkelerde genellikle preterm doğumdan kaynaklanmaktadır; gelişmekte olan ülkelerde ise çoğunlukla intrauterin gelişme geriliğinden kaynaklanır. Tıbbi çalışmalara göre yetişkin hastalıkların gelişimsel kökeninde, özellikle hipertansiyon ve böbrek hastalığı gibi geç başlangıçlı hastalıklarda, intrauterin çevre, intrauterin büyüme geriliği , prematüre doğum ve bebek beslenmesi arasında bir korelasyon olduğu düşünülmektedir.İUGG gebeliklerin %3-7'sinde görülmektedir. 

İUGG tanısını koymak için bebek ağırlığının haftasına göre %10'un altında olması ve buna sebep olabilecek bir hastalığın bulunması gerekmektedir. Tek başına düşük doğum ağırlıklı bebek İUGG tanısı koydurmaz. Bazı bebekler gebelik haftalarına göre düşük doğum ağırlıklıdır, ancak bu durum herhangi bir gebelik probleminden kaynaklanmamaktadır. Bebeğin boyutları büyük oranda anne ve babadan gelen genetik şifre ile belirlenmektedir. Anne ve babadan gelen genetik şifreye göre bebeğin beden yapısı küçük olabilmektedir. Böyle durumlarda bebeği riske sokacak bir durum söz konusu değildir. İUGG'de ise bebek potansiyel olarak daha büyük olacakken bazı hastalıklar nedeni ile bu potansiyelini kullanamaz, gelişimi kısıtlanır. Gelişimi kısıtlanmış bebek, anne karnında, doğum anında ve doğum sonrası dönemde ciddi yaşamsal risklerle karşı karşıyadır.


IUGR maternal, plasental, fetal veya genetik faktörlerin ortak nihai sonucudur.IUGR bu faktörlerden herhangi birinin kombinasyonu ile sonuçlanabilir. Annenin yaşı, gebelik öncesi aralık (6 aydan az veya 120 ay veya daha az), anne sağlığı, davranış alışkanlıkları ve maternal enfeksiyon, fetüsün büyümesini etkiler ve IUGR'ye neden olmaktan sorumludur.  Plasenta ile besin arzı ve fetüsün talebi arasındaki herhangi bir uyuşmazlık da IUGR'ya neden olur. Fetal malformasyonlar, doğuştan metabolizma hastalıkları ve kromozom anomalileri IUGR'ne neden olabilir.  Moleküler biyoloji ve genetikteki son gelişmelerle, çeşitli maternal, fetal ve plasental genlerin polimorfizmlerinin rolü önem kazanmıştır. Bebeğe ait nedenler vakaların %20'sinde görülür. Genellikle simetrik gelişme geriliğine neden olur.

Tanı

İlk önce rutin gebelik takiplerinde anne adayının öyküsünde düşük doğum ağırlığına neden olabilecek faktörler araştırılır. Anne adayı daha önce gelişme geriliği olan bebek doğurmuşsa, yüksek tansiyon, diyabet gibi hastalıkları veya sigara kullanımı varsa İUGG açısından dikkatli olmak ve araştırma yapmak gerekecektir. Daha önceden İUGG'li bebek doğurmuş olmak en büyük risktir. Böyle hastalar bebeğin gelişimi açısından yakın takibe alınır. Rutin gebelik muayenelerinde rahimin beklenenden küçük olması veya annenin kilo alımının yetersiz olması da İUGG'yi düşündürür.
 
İUGG gelişimi açısından risk saptanmış gebeler, gebeliğin erken dönemlerinden itibaren bebek gelişimi açısından seri ultrasonografik takiplere alınmalıdır. Gebeliğin hemen başında yapılan ultrason ile gebelik yaşı ve tahmini doğum tarihi doğru bir şekilde saptanmalıdır. Zira daha geç haftalarda yapılan ultrason ile gebelik yaşı tam olarak saptanamamakta gerekli girişim için bazen geç kalınabilmektedir. Ultrasonografik olarak bebeğin baş çapı, baş çevresi, baş çevresi/karın çevresi oranı, uyluk kemiği uzunluğu ölçümleri ve ayrıca bebek ağırlığı ölçümü vb yapılır. Bu ölçümlerde gebelik haftasına göre bir küçüklük saptanması durumunda İUGG'den şüphelenilmelidir.

İUGG'nin en çok karşılaşılan sebebi bebek ile anne arasındaki kan dolaşımının bozulmasıdır. Renkli Doppler ultrasonografi ile kan damarlarından geçen kanın akım özellikleri tespit edilebilir. İUGG'li bebekte kan dolaşımı bozulmuştur ve bu durum Doppler ile saptanabilir. Doppler ultrason ile damardaki direnç artışının ortaya konması dolaylı olarak bize kan dolaşımına karşı bir direnç artışı olduğunu gösterir. Anneden bebeğe kan getiren uterin arterde, gebelik ilerledikçe bebeğe daha çok kan gelebilmesi için 24-26. haftaya kadar dirençte düşüş olmaktadır. Bu direncin beklenenden yüksek devam etmesi preeklampsi ve İUGG riskini arttırmaktadır. Bebekle plasenta arasında göbek kordonu içerisindeki umbilikal arter, umbilikal ven ve bebeğin beyin damarlarındaki dalga şekli bozuklukları, bebekteki dolaşım bozukluğunu saptayabildiği gibi dolaşım bozukluğunun şiddetini de belirleyebilmektedir. 

Bebekte gelişim geriliğini açıklayacak bir damarsal problem yoksa olabilecek doğumsal anomaliler açısından ayrıntılı bir ultrason taraması yapılmalıdır. Gerektiğinde amniyosentez yapılarak bebeğin kromozom yapısı araştırılır. Ayrıca bebekte olabilecek enfeksiyonlar da (toxoplasma, CMV, Rubella--Gebelik ve TORCH Enfeksiyonları--) araştırılmalıdır.

Hasta takibi ve tedavi

İUGG tanısı konmuş bir gebelikte temel problem bebeğin anne karnında ölme riskinin olmasıdır. Ancak bebek bu risk nedeni ile vaktinden önce doğurtulursa da prematürite nedeni ile doğum sonrası dönemde kaybedilebilir. Bu nedenle bebeğin doğum zamanına karar vermek önemlidir. 

İlk önce önlenebilir bir İUGG nedeni varsa bu ortadan kaldırılmalıdır. Anne sigara içiyorsa bırakması gerekmektedir. Hipertansiyon, düzenli yatak istirahatı ve gerekirse tıbbi tedavi (İlaç) ile düzenlenir. 
Bebeğin anne karnındaki gelişimi ve iyilik hali düzenli ve sıkı bir takibe alınır. Ultrasonografi ile bebeğin gelişim parametreleri ölçülür, kilo alımı takibe alınır. Ayrıca bebeğin içinde bulunduğu amniyotik sıvının azalması da ciddi risk altında olduğunun başka bir göstergesidir. Aynı şekilde renkli Doppler ölçümleri düzenli olarak yapılır. Anne karnındaki bebeğin kalp atımları NST (fetal monitör) ile takibe alınır. Tüm bu testlerin kombine edildiği Biyofizik Profil skorlaması seri olarak yapılır. Gelişme geriliğinin şiddeti bu testlerin yapılma sıklığını belirler.

Bu sıkı takip sonunda bebeğin doğduğunda yaşayabilecek aşamaya gelmesi veya bebeğin anne karnında kalmasının riskli olduğunun saptanması durumunda doğuma karar verilir. 

İUGG'li bebeklerin doğumu da risklidir. Zaten sınırda olan bebek kan dolaşımı doğum sancıları sırasındaki rahim kasılmaları ile iyice bozulabilir ve bebek kalp atışları yavaşlayabilir (bradikardi). Bu nedenle bebek kalp atışları sıkı takibe alınarak doğum izlenir. İUGG'li bebeklerde bu nedenle çoğunlukla sezaryen ile doğum  tercih edilmektedir.



IUGR lı yenidoğanların tipik özellikleri 

Vücudun geri kalanına kıyasla büyük baş (beyin tasarrufu etkisi)
Büyük ve geniş anterior fontanel (membranöz kemik oluşumu zayıf)
Bukkal yağ dokusu yokluğu (yaşlı adam bakmak)
Küçük veya skafoid karın
İnce göbek kordonu genellikle mekonyumla boyalı
İskelet kası kütlesi ve subkütan yağ dokusunun azalması
Gevşek, kuru ve kolay soyulabilir cilt
Gövdeye kıyasla nispeten geniş eller ve ayaklar 
Boyun, aksilla, skapuler-alan ve gluteal bölgede (3 kattan fazla) gevşek bir katlanma olan cilt
Endişeli ve aşırı uyarılmış bebek
Zayıf göğüs tomurcuğu oluşumu ve olgunlaşmamış cinsel organı